ABD'de kürtaj yasasının statüsü nasıl değişti? Bu konunun tartışma odağı olan en hassas noktaları neler? Bilim tarihinde bir embriyoloji tezinin -"Pre-formationism"- bu tartışmayla ilgisi ne? Açık Bilinç'te tartıştık.
Amerika Birleşik Devletleri'ndeki [Anayasa Mahkemesi muadili diyebileceğimiz] "Yüce Mahkeme" ('Supreme Court') mayıs ayında önemli bir karar aldı ve altıya üç oyla yaklaşık 50 yıldır ülke çapında hukuki koruma altında olan kürtajın yasal statüsünü değiştirdi.
ABD'de kürtaj yasak değil fakat bu karar artık eyaletlerin kendi yargı sistemlerine bırakılmış durumda. Aynı idam cezasında olduğu gibi, bir eyalet kürtajı yasal kabul ederken bir başka eyalet yasaklayabilir. Büyük ihtimalle, eyaletler kısa sürede bu konu üzerinden yaklaşık yarı yarıya ayrılacak.
-- / --
Bu karar ABD'de büyük yankı uyandırdı. Ama kürtaj kararı yalnızca ABD'yi ilgilendirmiyor. Kadınların kendi bedenleri üzerinde tam yetkiye sahip olup olamamaları konusunda bu, bütün dünya kadınları açısından çok önemli bir karar.
Bilindiği gibi, ABD'deki 'Yüce Mahkeme'nin görevlerini hayat boyu sürdürme imkanları olan dokuz hakimi var. Bu hakimlerden altısı, kürtajın yaklaşık 50 yıldır koruma altında olan yasal statüsünün değişmesi yönünde oy kullandı.
İlginç olan, bu altı hakimin hepsinin, atanmadan önce ABD Senatosu'nda yapılan teyit görüşmelerinde, hukuki geleneğe ve emsal kararlara saygı göstereceklerini ve kürtaj yasasında değişiklik yönünde oy kullanmayacaklarını açıkça beyan etmiş olmaları. Ama sözlerinde durmadılar.
New York Times gazetesinin derlediği kısa videoda, "Yüce Mahkeme" üyelerinin baş rolde olduğu iki dakikalık bir "yalancılar geçidi" olarak izlenebilir (İng.):
-- / --
ABD'de kürtajın yasal statüsünün değiştirilmesinin yankıları sürüyor.
Bu, muhafazakar ve bağnaz dindar kesimin uzun süredir en önem verdiği ve tutkuyla hedeflediği bir karardı.
Peki ABD kamuoyunda kürtaj karşıtlığını bu denli körükleyen unsurlar neler?
Kürtaj tartışması aslında hem sürekli bir anlam muğlaklığı hem de zor sorular içeriyor. Örneğin, kürtaj karşıtları kendilerini "yaşam destekçisi" ("pro-life") olarak tanımlıyorlar, ama burada söz konusu olan herhangi haliyle canlılık değil, insan/birey hayatı.
Peki ama anne karnındaki cenin ne zaman birey/kişi statüsü kazanır?
Hamileliğin birinci günü ile dokuzuncu ayı arasında kategorik farklar olduğu açık.
Belirli bir süreç sonunda bir bireye dönüşme potansiyeli içeren dokular ne zaman yasal korunma altına alınmalı?
Süreklilik gösteren bir süreçte çizgileri nerede çekebiliriz? Bu soruyu nasıl ve hangi verilere dayanarak cevaplamalıyız?
-- / --
Kürtaj konusundaki literatür, ceninin kortikal olgunlaşmaya ulaşıp acı/ağrı hissedebilir hale geldiği varsayılan 24. haftayı öne çıkartıyor. Bu haliyle tartışmalı ve pek çok alternatifi olan bir kıstas, ama sorunun yine acı/ağrı konusuna temas ettiğini görebiliriz.
-- / --
ABD'deki kürtaj karşıtlarının konuyu bu şekilde ifade ettiklerine hiç rastlamadım ama sanki bu tartışmada, ucu 17. yüzyıldaki bir embriyoloji tezine dayanan örtük bir varsayım var: "Cenin, hamileliğin ilk gününden itibaren yetişkin bir bebek/birey statüsüne sahip."
Ama niçin?
Burada, güncel bir konu olan kürtaj tartışması yüzyıllar öncesinde giden bir bilim tarihi konusuna komşu düşüyor. Söz etmek istediğim embriyoloji tezi, 17. yüzyılda çok taraftar toplamış olan "pre-formationism", yani önceden şekillendirilmişlik iddiası.
-- / --
Pre-formationism tezine göre her canlının spermi içinde hali hazırda o canlının özelliklerini taşıyan, "önceden şekillenmiş" minyatür kopyalar var. Bu minyatürlerden birisi büyüyerek o canlının yavrusu hâline dönüşüyor, sonra da yetişkin hâle geliyor.
Bence buradaki asıl ilginç nokta, bugün hemen herkesin gülünç bulacağı "pre-formationism" iddiasının nasıl olup da bilim dünyasında on yıllar boyu kendine saygın bir yer bulabildiği. Üstelik zamanın pek çok biyoloğu bu iddianın doğruluğunu gözlemle kanıtladıklarını düşünüyorlar.
-- / --
"Pre-formationism" tezinin bir zamanlar niçin çok makul bulunduğunu anlamak için lens teknolojisinin -özellikle mikroskopların- gelişmesine bakmak gerek. Bu alanda öncü çalışmalar yapmış olan Hollandalı A. van Leeuwenhoek ile ilgili bir program yapmıştım.
Van Leeuwenhoek, mikroskoplar sayesinde, çıplak gözle görülemeyen, "animalcul" adını verdiği, çoğu tek hücreli mikro-organizmaları gözlemlemiş ve biyolojiden teolojiye bir çok alanda sarsıntılara yol açmıştı.
"Pre-formationism" tezi de, van Leeuwenhoek ile yaklaşık aynı dönemde yaşamış ve mikroskopları bilimsel soruları cevaplamak için kullanmış olan Hollandalı fizikçi Nicolaas Hartsoeker tarafından 1695 yılında formüle edilmiş.
Hartsoeker, mikroskop altında incelediği spermlerde, o canlının minyatür kopyalarını gördüğünü iddia ediyor, hatta resimlerin çizdirerek kitabında yayımlıyor. Yani "pre-formationism" tezini (bugün hayalî olduğunu bildiğimiz) gözlemsel verilere dayandırdığını savunuyor.
Van Leeuwenhoek'in gözlemlediği "animalculum" (minik hayvan)'lara karşı, Hartsoeker'in "homunculus" (minyatür insanlar) tezi hayli heyecan uyandırmakla kalmıyor, dönemin başka saygın biyologları da mikroskopla aynı şeyleri gördüklerini iddia ediyorlar.
Hartsoeker'in "pre-formationism" tezinin bilim tarihi içindeki hayret verici hikayesini, biyolog/tarihçi Alain Corcos'un kaleminden okuyabilirsiniz:
-- / --
17. yüzyılda "pre-formationism" tezinin kabul görmesinin ilginç bir açıklaması var. Özetle, şekilsiz biyolojik dokuların giderek bir canlı formuna ulaşmasını imkânsız kılacak birtakım varsayımlar, embriyolojiyi bugün gülünç bulacağımız bu tür tezlere mahkum ediyor.
Aslında 'pre-formationism'e metafizik varsayımları açısından karşıt olan, ama benzer sonuçlar içeren bir başka tezi uzun yüzyıllardır Katolik Kilisesi savunuyor:
"Cenin, hamileliğin ilk gününden itibaren -insan formunda olmasa da- yetişkin bir ruhla eşleşir ve bu onu birey/kişi yapar. Dolayısıyla kürtaj cinayet sayılmalıdır."
"Pre-formationism" tezini özellikle ilginç kılan unsurlardan birisi, bu tezi Katolik Kilisesi'nin ideolojisine karşı çıkan, dönemin en provokatif materyalist düşünürlerinden, "Makine İnsan" kitabının yazarı Julien de La Mettrie'nin de savunmuş olması.
-- / --
Konuyu yeniden bugüne getireyim.
Eğer gerçekten de hamileliğin birinci gününden itibaren minyatür insancıklar anne karnında insan formunda var olsalardı, kürtaj konusu farklı şekilde tartışılabilirdi.
Sonuç olarak, burada günümüzün en tartışmalı konularından kürtajı, 17. yüzyılın en tartışmalı embriyoloji tezlerinden 'Pre-formationism'e bağlayan, pek üzerinde durulmayan, ama benim önemli bulduğum bir düşünce köprüsü var.
ABD'de Yüce Mahkeme'nin verdiği karar, kürtaj karşıtlarının 50 yıldır sürdürdüğü bir siyasi mücadele sayesinde gerçekleşti. Siyasetin güdümündeki yargının bu kararının ne kadar uzun ömürlü olacağını söylemek zor. Ama etkilerinin bütün dünyada hissedileceğini öngörebiliriz.
-- / --
Gelecek hafta, bir aksilik olmazsa, "uzun Covid" semptomları ve Covid enfeksiyonu ilintili baş ağrısı üzerine iki programlık bir mini diziye başlayacağız.